Anadolu Gençlik, Aralık '20
Geçmişte ırkçı hareketlerin ülkeleri sürüklediği büyük felaketleri göz önüne getirdiğimizde batılı devletlerin kendi güvenlik anlayışlarını gözden geçirmeleri hem de başka ülkelerdeki terör hareketlerini meşrulaştırma anlayışından vazgeçmeleri bugün bir aciliyet ifade ediyor. Şiddetin bütünüyle reddi, şiddetin kullanışsız olduğu anlayışına geçmeleri gerekiyor. Geçen yılın kasım ayında NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in Bild am Sonntag gazetesine verdiği demeçte söylediği gibi “hiçbir müttefik Türkiye kadar Suriyeli sığınmacı almadı. Türkiye 3,6 milyon Suriyeliyi alırken hiçbir NATO ülkesi Türkiye kadar terör saldırısı da yaşamadı". O halde batılı ülkelerinin Avrasya’daki güvenlik mimarisinde “kilit ülke” konumundaki Türkiye’ye yönelik terör hareketlerini kayırmaktan vazgeçmeleri bunun için de önemli. Dünyada genel olarak bir yönetim sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. Terör, açlık, sağlık hizmetinden faydalanamama, eğitim alamama gibi çetrefilli sorunlar dünya nüfusunun büyük kısmını tehdit ediyor. Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan "Küresel İnsani Yardım" raporuna göre 2020 yılında yaklaşık 168 milyon kişi insani yardıma muhtaç halde. Ama bu sefalet küresel gündemimizde yok. Çocuk ölümleri, terör eylemleri yeterince önemsenmiyor.