4 Aralık 2019 Çarşamba

Vahit abi Avrupa'dan bildiriyor

Kaunertal'daki tur otobüsleri
Yeni Birlik, 4 Aralık '19

Kış yine geliyor. Öğlen TV'de Alaska'da ev satın alan çiftleri konu edinen "Alaska Evleri" adlı programı izliyorum. Programın her bölümünde gösterilen evler ev değil malikane mübarek. Altı artı iki, yedi artı iki büyüklüğündeler. Bazıları dağ başında... İyi de çocukları olmayan iki kişi için o kadar büyük eve ne gerek var? Ve o yüksek çatılı odaları nasıl ısıtacaklar? Çalışan çiftler şehre 40 km mesafede dağ tepesine neden yerleşiyor? Alaska reklamı yapıp bizi mi kekliyorlar yoksa...

Bunları düşünürken Vahit abi mesaj attı. 2018 model Turismo otobüsüyle Avusturya'nın Tirol eyaletindeki Kaunertal kayak merkezine bir tur kafilesi götürmüş. Millet soğuğu seviyor galiba. Geçen gece 22.30'da Frankfurt'tan iki şoför hareket etmişler. Mannheim, Heilbronn, Stuttgart, Ulm'dan turistleri toplayarak sabah 10.15'te kayak merkezine ulaşmışlar. Günübirlik bir kayak turuymuş bu. Turun rehberi ise bir Somalili. Meşhur bir buzula komşu olan Kaunertal'de 2 metre kar varmış. Burada bir kase spagetti, biraz patates kızartması, kola ve salataya 24 Euro vermiş. Oturduğu kafeteryada çay 2.70, Kahve 3.30 Euro. Mahrumiyet bölgeleri çok. Geçen Redefin'de yiyecek bir şey almak için 13 km gittim, memleketin kıymetini bilin diyor. 

21 Ağustos 2019 Çarşamba

Madman yahut dış politikaya şuurlu bir bakış

Yeni Birlik, 21 Ağustos '19

İspanya kralı II. Filip'in danışmanlığını yapmış olan Antonio Pérez hükümdarların kadınları çirkin resmeden ressamlardan çok tarihçilerden çekinmesi gerektiğini söyler. Bense Bedri Baykam'ın dış politika yorumlarından endişeleniyorum. Ülkemiz için seksek oynayan bukalemun yakıştırması yaparken Ortadoğu'yu kana bulayanları ıskalamasını anlayamıyorum. Menderes'in ABD'ye yakınlığı, İnönü'nün Johnson'a mektubu gibi olayları zikrettikten sonra Türkiye'nin dış politika zig-zaglarından dem vurup iktidara tutarlı olmayı öğütlemesini merak ediyorum. Bütünüyle bir ülkenin yanında yer almayı kastetmiyordur umarım.

Türkiye dış politikada Batılı müttefikleriyle uyumlaştığında terörle mücadele gibi esaslı bir konuda beklemediği zaaflarla karşılaştı. Yakın münasebet içinde bulunduğumuz ülkelerin terör örgütlerine müsamahakâr bir yaklaşım sergileyip Türkiye ile sürdürülebilir ilişki kurmaları mümkün değildi. Türkiye uluslararası hukuku işletmeye çalışırken burada çelişki Türkiye'de değil müttefiklerindeydi yani.

Düşünün ki YPG ve Türkiye'yle aynı zamanda müttefik görünen bir Trump var. Bu sadece bizimle ilgili değil. Genel olarak çelişkilerle dolu bir ABD diplomasisi var.

16 Haziran 2019 Pazar

Hukuk tahsili kadar hukuk garabetleri tahsili de mühimdir

Yeni Birlik, 16 Haziran '19

Smoke filmi Paul Auster'in bir hikayesini işler. Harvey Keitel kovaladığı hırsızın düşürdüğü cüzdandan yola çıkarak bir eve ulaşır. Noel zamanıdır.

Yaşlı, kör ve yalnız bir kadın kapıyı açar ve onu uzun zamandır görmediği torunu olarak kucaklar. Keitel bozuntuya vermez ve yemek yerler, onu sevindirmek için iş bulduğunu, yakında evleneceğini söyler. Kadın da bunlara inanıyormuş gibi yapar ve mutlu olur.

Bizim milletimiz bütün devlet adamlarına, makam mevki sahiplerine işte bu yaşlı kadının yaptığı şekilde davranmıştır. İnanıyormuş gibi yapmıştır. Doğru insan olmadığını bilse de kucaklamıştır. Kendi garipliğinden bağrına basmıştır.

5 Haziran 2019 Çarşamba

Smolensk'in sisli puslu havası

Yeni Birlik, 1 Nisan ve 5 Haziran '19

i

"Ayrılık günü gelip çatıncaya dek böylesine yüce olduğunu hiç bilememiştir sevgi... Ağaç hayat hikâyesini yazabilseydi, onun öyküsü herhangi bir kavmin tarihinden farklı olmazdı... Bil ki çıplak ayaklarını duyumsayınca düğün bayram eder toprak; rüzgâr, saçlarınla oynamak için yanıp tutuşur."

Halil Cibran uzun zaman önce bir 10 Nisan'da ölmüştü. Bugünlere ait başka bir yıldönümü de yolcularını Katyn ormanındaki yıldönümü törenine götürürken bir başka ormana ve bir başka yıldönümüne düşen uçağa ait...

Olayların başlangıcında 1940 yılı var. II. Dünya Savaşı'nın karanlık günlerinde, işgal edilen Polonya'dan sürülen 22 bine yakın Polonyalı subay ve sivil, Rus topraklarında Sovyet gizli polis teşkilatınca vurularak infaz edilmiş ve toplu mezarlara gömülmüştü.

Üç yıl saklı kalan bu katliam 1943'te Smolensk'i işgal etmiş olan Almanların buradaki Katyn ormanındaki toplu mezarlardan bazılarını gün yüzüne çıkarmasıyla duyuldu. Ama Sovyetler bu olayları Nazilere yıkmaya çalıştı. Bölgede tekrar hakimiyet kurunca bulunan toplu mezarları ortadan kaldırıp delilleri kararttı.

29 Mayıs 2019 Çarşamba

Trump'ın efsane Qg3'leri

Yeni Birlik, 29 Mayıs '19

Alanya'da amcamın Zeki's Steak House'unda bir ihtiyar Alman... Adam satranç sohbeti yapıyor, 1912 yılında Breslau’da yapılan uluslararası satranç turnuvasında Frank J. Marshall'ın veziri feda ederek yaptığı efsane Qg3 hamlesini anlatıyordu. 

Trump üç yılda üç ayrı ulusal güvenlik danışmanıyla çalışınca aklıma ihtiyarın söyledikleri geldi.

İlk güvenlik danışmanı yabancı devletlerle ilişkileri konusunda soruşturma geçiren Michael Flynn'dı. Rusya hükümeti ile kurduğu temaslar mercek altına alınan Flynn bu konuda FBI'ya yalan beyanda bulunduğunu kabul etmişti. 

Flynn'ın Türkiye ile ilişkilerini hatırlayalım. Eylül 2016'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Enerji Bakanı Berat Albayrak ile New York'ta görüşmüş bu görüşmeye eski CIA Başkanı James Woolsey de dahil olmuştu.

2017 martında Wall Street Journal gazetesine demeç veren Woolsey, New York'taki toplantıda Flynn ve Türk hükümet yetkililerinin Gülen'in ABD'den kaçırılarak, Türkiye'ye götürülmesi olasılığını ele aldıklarını söylüyordu.

5 Mayıs 2019 Pazar

Siyanürlü şaraptan Polonyumlu çaya

Yeni Birlik, 5 Mayıs '19

Rus tarihinde nice devlet adamları ve topluma yön veren insanlar; Çar II. Aleksandr gibi hükümdarlar, Nikolay Alekseyev gibi belediye başkanları öldürülmüştür. Nice askerler, danışmanlar entrikalara kurban verilmiştir. Bunlar arasında Grigori Rasputin gibi hem zehirlenmiş hem de vurulmuş olanlar da vardır.

Rasputin doktorların başarısızlığının aksine Çar'ın oğlunun Hemofili hastalığını tedavi etmiş birisidir. Bu sayede sarayda güç kazanır, Çariçe Alexandra Fyodorovna aracılığıyla devlet ve ordu yönetimine karışır, uzmanların önerilerinin aksine kararlar alınmasına yol açar. Onun ortadan kaldırılmasıyla beraber yönetimin düzeleceğine inananlar suikast planlamaya girişir.

Rasputin 30 Aralık 1916'da St. Petersburg'taki Yusupov Sarayı'nda önce siyanürlü kurabiyeleri yemiş sonra siyanürlü şaraptan içmiştir. Ama ölmez. Prens Yusupov'a bir silah verirler. Rasputin’in yanına dönüp onu vurur. Rasputin yere düşer. Yusupov dostlarının yanına gidip işi hallettiğini söyler. Arkadaşı ona bir bardak şarap ikram eder ama Yusupov’un içine bir endişe doğar. Rasputin’in yanına döner. Rasputin ölmemiştir, Yusupov'a bakıp bir şeyler söylemeye çalışır. O esnada odaya giren Yusupov’un arkadaşı da Rasputin’e ateş eder. Rasputin’i çarşafa sararak dışarda beklemekte olan araca taşırlar. Rasputin yine ses çıkarıp hareket eder. Burada beklemekte olan İngiliz ajanı Rayner de Rasputin’i alnın tam ortasından vurur. Sonra onu buzlarla kaplı Neva nehrine atarlar. Rasputin’in cesedi ancak 14 saat sonra bulunur. Otopsiye göre boğularak ölmüştür.

28 Nisan 2019 Pazar

O ağaççık, o verev tuğlacık

Yeni Birlik, 28 Nisan '19

1997 yapımı The Peacemaker filmini hatırlayacaksınız. Dušan Gavrić müzik öğretmenidir ve küçük kıza müziği hissetmeyi öğretirken kendi piyanosunda çaldığı eser Chopin'den Op. 55, 1 numaralı F Minor'dür. Film arka planda Bosna Savaşı'nı işler. Dušan Gavrić bir suçludur ama onun insani yönünü işler bu film...

Vedat Atasoy'la Bosna'ya gidip Sevdalinka dinlemek gerek bize... Mostar köprüsüyle, Kušlat camisiyle dertleşmek gerek bize. Ne güzel eserlerdir bunlar... Ama birileri tarafından tehdit olarak görülmüşlerdi.

Aslında güzel olan şeylerin tehdit ediş şekilleri daha farklıdır.

Benliahmet tren istasyonunun şefi ve çalışanlarının tek tek diktiği fidanların büyüyerek oluşturduğu şimdi ara sıra tepeli kuşların konduğu küçük ve düzenli orman bozkırı tehdit ediyor. Taşköprü'de verev harman tuğlalarla örülü bir kısmı sıvasız, bir kısmı beyaz sıvalı Delibeyoğlu konağının öyle bir duruşu var ki bitişiğindeki çirkin binalara gözdağı veriyor.

18 Nisan 2019 Perşembe

Old, dry and porous

Yeni Birlik, 18 April 2019
 
The 850-year-old Cathédrale Notre-Dame de Paris burned on an April 15 evening. The burning places will be rebuilt, even if this can not replace the old one.

According to the news prosecutors have ruled out the possibility of arson. Caroline Bruzelius, a professor of art history at Duke University, said that this type of fire is likely to happen on wooden rooftops of the cathedrals. “Most of the visitors don't see this, but there were about sixty thick planks that supported the roof of the cathedral. So there was a timber forest between the vaults and the roof. These were old, dry and porous.”

Actually the whole country is also sensitive, old, dry and porous... The Charlie Hebdo case, the truck attack in Nice, white conical hats, yellow vests... Liberté, égalité, fraternité...These are old terms. There is a fear about the name change of Paris, as Lenin changed Petrograd to Leningrad, or Stalin who made a Stalingrad from Volgograd.

Suddenly, I remembered the Turkish Tobacco Control Program's meeting held in Antalya, in 2015. Some participants were smoking during breaks. There was a willing professor at our group. He was a serious participiant. Some of his relatives died from a tobacco-related disease. The others? They were smoking.

Eski, kuru ve gözenekli

Yeni Birlik, 18 Nisan '19


850 yıllık Notre Dame Katedrali bir 15 Nisan akşamında tutuştu. Eskisinin yerini tutmasa da yanan yerleri yeniden yapılacak. Yapılan ilk açıklamalarda sabotaj ihtimalinin zayıf olduğu görüşü ifade ediliyor. Duke Üniversitesi’nden sanat tarihi profesörü Caroline Bruzelius bu tür bir yangının Notre Dame katedralinin sahip olduğu türden ahşap çatılarda çıkmasının yüksek bir olasılık olduğunu söylüyor. “Çoğu insan katedrali ziyaret ederken bunu görmez ama katedralin çatısını destekleyen altmış civarı kalın kalas vardı. Yani tonozlar ve çatı arasında bir kereste ormanı vardı. Bunlar eski, kuru ve gözenekli özellikteydi” diyor. 

12 Nisan 2019 Cuma

Suriye-Alabama hattı

Yeni Birlik, 12 Nisan '19

Birleşik Devletlerin ulusal mezarlığı Arlington, bir zamanlar İç Savaş'ın güneyli komutanı Robert Lee'nin eviydi. Robert Lee burada meşhur düğününü yapmış ve Mary Anna Custis ile evlenmişti. Ne tuhaf bir dönüşüm ne korkutucu bir şey... Birleşik Devletlerin yaşadığı dönüşüm de böyle sarsıcıdır. Zaman içinde kültürlerini, naifliği kaybettiler. ABD'de artık Frank Sinatra yok. Onun yerinde ortalıkta iç çamaşırıyla dolaşıp şarkı söyleyenler var. Bütün bunlara kabalık ve kibir eşlik ediyor. Trump da işte bu zamanın ruhunu temsil ediyor. Küfrediyor, kadınlara kaba davranıyor. Clinton için schlonged diyor vesaire...

Aslında ABD çöküyor mu ne... Bir oligarşi tarafından idare edildiği için oluyor bu...

Rusya Anayasa Mahkemesi Başkanı Valery Zorkin'i dinliyoruz. Geçen yıl St Petersburg Legal Forum’da şöyle konuşuyor:

31 Mart 2019 Pazar

Manzaralar

Yeni Birlik, 31 Mart '19

Bazen televizyonun sesini kısıp insanların sadece hareketlerini izliyorum. Televizyon bize canavarlaşmayı gösteriyor. TRT 2'nin "2"si bile Loch Ness canavarına benziyor. Bazen etraftakileri gözlüyorum. Bazılarını eski tanıdıklarıma benzetiyorum. Gölgedeki şeyler ortaya çıkıyor sessizlikte... Farabi'nin bostan bekçiliği, Talat Paşa'nın postacılığı gibi... Böyle her şey farklı görünüyor.

Resimler de sessizliğe dair şeylerden... Fotoğrafın icat edilmesinden önce bazı ressamlar ülkeleri adına istihbarat toplayan insanlardı. İsveç’in İstanbul’a gönderdiği ilk elçisi Claes Ralamb misali... Ressamın eline boya bulaşıyor. Resim ressamın nereden baktığını gösterir diyor birisi. Manzara siyaha bulanmış ama Carl Philipp Fohr'un kömürcü kulübesinden ışık sızıyor. Sarı ve cezbeden, gizemli ve iç ısıtan... "Hah, evet orada bir şey var" diyor.

18 Mart 2019 Pazartesi

İsimlerin dörtte üçü Türklere işaret ediyor

Yeni Birlik, 18 Mart '19
 
Yeni Zelanda - Christchurch'te iki camiye cuma vakti düzenlenen terör saldırısında 49 kişi hayatını kaybetti. Al Noor ve Linwood camilerine yönelik saldırıda kullanılan silahların üzerinde okunan isimleri basın kuruluşları parça parça yayınlıyorlar. Bunların tamamı yayınlandıktan sonra etüt etmek lazım. Yüzde sekseni Türklerle ilgili tarihler, Türklere karşı başarı kazanmış komutanlar olarak görünüyor.

Selçuklularla savaşan iki Gürcü kralı IV. David (ö.1125) ve David Soslan (ö.1207),

1389 I. Kosova Savaşı’nda Sultan I. Murad’ı şehit eden Sırp asker Miloş Obiliç,

I. Kosova'da hayatını kaybeden Sırp prensi Stefan Lazar,

Dönemin Macar Kralı Sigismund Luxembourg,

6 Mart 2019 Çarşamba

Bilim ve teknoloji müzelerine ihtiyacımız var

Yeni Birlik, 6 Mart '19

Gençlerimiz ve çocuklarımızın teknolojiye ilgisini arttırmak için ülkemizin kapsamlı ve büyük bilim ve teknoloji müzelerine ihtiyacı var. Bilim ve teknoloji tarihinin tanıtılması öğrenciler için ufuk açıcı bir şeydir. Kendi medeniyetimizin ürettiği değerleri aktarmak için de bu tür müzelere ihtiyaç duymaktayız. Biz Fârâbî’yi, Biruni'yi, Uluğ Bey’i, Ali Kuşçu’yu, Oktay Sinanoğlu'nu, Aziz Sancar’ı da çocuklarımızla buluşturmak mecburiyetindeyiz. Aslında ülkemizde Batı'daki bilim ve teknoloji müzelerine benzeyen ancak binaları, fiziki şartları ve koleksiyonları görece zayıf müzeler bulunmaktadır. İstanbul’da İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Koç Müzesi, Ankara’da ODTÜ Bilim ve Teknoloji ve MKE Sanayi ve Teknoloji müzeleri var. Ama bilim ve teknoloji müzeleri dediğimizde bunlardan çok daha kapsamlı ve büyük müzeleri kastediyor olmalıyız.

Bu tür müzelere Berlin (Deutsches Technikmuseum) ve Viyana’daki (Technisches Museum Wien) teknik müzeleri örnek verebiliriz. Bu müzelerin demiryolları, havacılık, deniz teknolojisi, deney merkezi, karayolları, bilgisayar, kimya endüstrisi, matbaa ve yayıncılık, radyo ve televizyon teknolojileri, ev teknolojileri, uzay teknolojileri, robotik ve astrofizik gibi farklı alanlarda geniş koleksiyonları bulunuyor.

4 Mart 2019 Pazartesi

Il gobbo quando cammina

Yeni Birlik, 4 Mart '19

Sabah erkenden evin az ilerisindeki parka yürüdüm. Biraz bankta oturdum. Karşıdaki bankta üç yaşındaki çocukla bir adam vardı. İkisinin de üstü başı iyi değil. Çocuk da, adam da çok yorgun. Çocuğun terlikleri yere düştü. Ama adam bunu fark etmedi. Sonra dönüş yolunda bir baktım ki iki ayağımda farklı çoraplar var. Sabah ağarırken lacivertle siyahı ayırt edememişim. Bizim bir atasözümüz var. "İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır". Gerçi böyle bir moda vardı galiba.

Yahu yolun kenarında ağaçlar vardı ne oldu ona... Herhalde kestiler, tüh. Ağaç kesmektense insanın saçlarını yolması lazım. Belki beton yiyen ağaçlar yetiştirmemiz lazım. Belki büyük bir beton silgisine ihtiyacımız var.

11 Şubat 2019 Pazartesi

Aradığımız bütün anahtarlar

Yeni Birlik, 11 Şubat '19

1989 yılında Adapazarı'nda, Özel Sakarya Lisesi'nde okuyoruz. 99, 2009, 19... Tam otuz yıl olmuş... Ortaokul öncesi İngilizce hazırlık sınıfındayız. Okulun fiziki şartları iyi, okulda o zamana göre gelişmiş bir teknoloji var. İngilizce dizi izlediğimiz bir video dersimiz var. IO isimli bir kız uzaydan gelmiş, dünyadaki üç anahtarı arıyormuş falan...

Okul kütüphanesini de bu gelişmişliğe örnek verebiliriz. Kütüphane bir harika... Kanadalı edebiyat eleştirmeni Northrop Frye da "insanın teknoloji alanında icat ettiği en etkili aygıt kitaptır" diyor. Buradan her hafta dört roman veya hikaye kitabı alıp okuyorum. Dönem sonu törenindeyiz, adımı anons ediyorlar. Okulda kütüphaneden en fazla faydalanan öğrenciymişim. Stevenson'un Define Adası'nı hediye ediyorlar. Yahu, onu zaten okumuştum ben... Sonra özel okuldan ayrılıp devlet okuluna geçiyorum. Fiziki şartlar kötü... Bocalıyorum, düzenli okuma alışkanlığımı bir süre kaybediyorum.

19 Ocak 2019 Cumartesi

Hikaye anlatmak neyi değiştirir?

Yeni Birlik, 19 Ocak '19

"Hikaye anlatmak hikayeyi anlatanı değiştirir ve hikaye de anlatılınca değişecektir" diyor Mohsin Hamid... Ben de üç haftadır hastayım. Doktor zatürre olduğumu söyledi. Öğleyin tekrar uyudum ve kalktığımda her yerin karla kaplandığını gördüm.

13 Ocak'ta kar yağışı anormal bir şey değil... Dayım aradı. "Kadir, kar iyidir, kar yağdığında mikroplar kırılır" dedi.

İştahım biraz açıldı. Peynir, ekmek yiyorum ve antibiyotik içiyorum. Televizyonda izleyecek bir şey bulmaya çalışıyorum. Sonunda buluyorsun ama ararken yoruluyorsun da...

Elektrik gitti. Hâlâ yağıyor. Mikroplar kırılmış olmalı. Bir çay daha doldurdum Yusuf'un Polonya'dan getirdiği çirkin kupaya...Varşova'daki Muzeum Narodowe'den 10 Euro'ya almış. Bizde daha iyileri 20 lira. Yerli ve millilikle ilgili müfredata ders konulmalı.

Kullandıklarım eskisin, eşofmanlarımı da yerli malı alacağım. Birkaç yıl önce bazı Süper Lig takımları yerli marka eşofman ve spor malzemeleri kullanıyordu. Galiba artık kullanmıyorlar.