"Kültür ve Medeniyetimiz Üzerine Düşünceler" kitabından
“Okuyucu”da bir zamanlar sevgili olduğu Hanna Schmitz’e mahkemede yardım etme imkânına sahip olmasına rağmen bunu yapmayan, davayı sadece seyreden Michael’a hukuk fakültesindeki hocası şöyle söyler: “Ne hissettiğimiz önemsizdir. Bütünüyle önemsiz... Asıl soru ne yaptığımızdır”. Bu aşıklar için olduğu kadar bir ideali olan kimseler için de geçerlidir. Hamasetin yaygın olduğu ve herkesin bolca konuştuğu bir dönemdeyiz. Bu konuşmalar daha çok siyasi bir içeriktedir. Fikirler böyle bir çerçeve içinde ortaya konur. Son yıllarda Türkiye’ye komşu coğrafyalarda önemli çatışmalar yaşandığını ve bunun bizim düşünüşümüzü etkileyen bir şey olduğu muhakkak. Orta Doğu ülkelerinin bazılarında Arap Baharı’ndan başlayarak büyük dönüşümler oldu. Bizde de birçok kişi bu Arap Baharı çok iyi oldu, demokratikleşmeyi sağlayacak dedi. Ama bunun çok da doğru bir öngörü olmadığı ortaya çıktı. Bugün baktığımızda ise Arap Baharı’nı ise planlanmış, en azından yönlendirilmiş bir üst tasarım gibi değerlendiriyoruz. Büyük bir coğrafyayı istikrarsızlaştıran bir üst tasarım.