Kültür ve Medeniyetimiz Üzerine Düşünceler kitabında yer verilen yazıların bir kısmı blogtan kaldırılmıştır. Kitapların yeni baskıları Kitapyurdu sitesinden temin edilebilir:
Mustafa Kadir Atasoy'un yazıları
2 Ocak 2025 Perşembe
1 Ocak 2025 Çarşamba
Bu kriz Malibu'ya ulaşabilecek bir kriz
Yapay zekanın yakın gelecekte yapabileceği şeylerden korkuyorum. Özellikle silah teknolojisi ile beraber kullanılması... Fotoğraf tanıttığınız bir dronun suikast yapma yeteneği mesela. Çok acımasız... Bütün bu olan bitenin, krizin altında yatan şey, son on yıllarda dünyadaki büyük teknolojik gelişmeye vicdan, merhamet, edebe dair bir ilerlemenin eşlik edememesi. Teknolojinin ulaştığı yer itibariyle bir antiuygarlığa hizmet etmesi. Belki bir yapay vicdanı yapay zekayla aynı hızla geliştirmemiz gerekiyor.
Adapazarı
Adapazarı - Mustafa Kadir Atasoy
Tam olarak burdaydı kırk yıl önce
radyo havadurumundan bahsedince
üzerine geçirdi kapüşonlu montunu
başladı çarşıya doğru yürümeye
konuşuyordu kuşlarla yaşlılar aralarında
bazen Çin bazen Ruslar Yugoslavya'ya karışıyorlar
ne menem adamlar bunlar
sen de karışma Şekip herkesin işine
Tam olarak burdaydı kırk yıl önce
radyo havadurumundan bahsedince
üzerine geçirdi kapüşonlu montunu
başladı çarşıya doğru yürümeye
konuşuyordu kuşlarla yaşlılar aralarında
bazen Çin bazen Ruslar Yugoslavya'ya karışıyorlar
ne menem adamlar bunlar
sen de karışma Şekip herkesin işine
14 Ekim 2024 Pazartesi
Bir akşam üstü yürüyüşe çıktım da - W. H. Auden
Edebiyat Burada, 14 Ekim '24
Bir akşam üstü yürüyüşe çıktım da - W. H. Auden (Çeviri Mustafa Kadir Atasoy)
Bir akşam üstü yürüyüşe çıktım da
Bristol sokağı boyunca baştan başa
kalabalıkla kaplı kaldırımlarında
hasat vakti buğday tarlasını andım
Efsunlu füsunlu ırmakların kıyısında
bu fakir, bir aşığın sesini duydu
paslı demiryolu köprüsünün altında
adam aşk sonsuzluktur diyordu
Bristol sokağı boyunca baştan başa
kalabalıkla kaplı kaldırımlarında
hasat vakti buğday tarlasını andım
Efsunlu füsunlu ırmakların kıyısında
bu fakir, bir aşığın sesini duydu
paslı demiryolu köprüsünün altında
adam aşk sonsuzluktur diyordu
18 Eylül 2024 Çarşamba
Kısa hikayeler
Şu dokuzlular Edebiyat Burada, 18 Eylül '24
i
Aralık ayının yirminci günüydü. Sabah yedide kalkıp çay demledi, radyoyu açtı. Her zaman dinlediği haber kanalından cızırtılı ve tuhaf bir ses geliyordu.
İnsan uzun zamandır giymediği bir kıyafeti giydiğinde aynaya iki kez bakmalıdır. O da eski deri ceketinin üzerinde nasıl durduğunu kontrol etti. Bu soğukta giyecek başka bir şey bulamamıştı. Evden çıktığında hava hâlâ karanlıktı.
Geçen hafta boyunca olduğu gibi şimdi de şiddetli yağmur yağıyordu. Yağmur damlaları teneke çatı kaplamalarına çarpıp tiz sesler çıkarıyordu. Biraz sonra aydınlanacak hava Halley kuyrukluyıldızının dünyaya yaklaştığı bu günlerde önemli bir şey doğuracak gibiydi sanki.
1 Eylül 2024 Pazar
Bohr'un hindisi
Kırmızılar, 1 Eylül '24
Ben Akçaabatlıyım ve biz peynir eritmesiyle yapılan yemeğe kuymak deriz. 70 kilometre doğuda ise aynı yemeğe muhlama diyorlar. Hâlbuki yine Akçaabat'ta muhlama yumurtanın ıspanağa mıhlanarak yapıldığı yemeğin adı.
Bir yemeğin, sebzenin, meyvenin veya hayvanın ismi neye göre belirleniyor? Mesela Tokat tavuğu mu, Beç yani Viyana tavuğu mu? Malta eriği mi,
yeni dünya mı? Aslında bu süslü tavuk Afrika, meyve ise Çin kökenli.
31 Ağustos 2024 Cumartesi
Karadeniz üçlemesi
Edebiyat Burada, 31 Ağustos '24
öğlede havanın kapandığı gün
cılız bir ot çatlağında gülümsemişti
akçaabat fırtınada yıkanmıştı dün
sahilde kof gemiler demirlemişti
tayfalar, tufalar hepsi sarhoştu
bense arıyordum aşkı ve kibri
gökte yıldız sağdım dün bütün gece
beyaz köpüklerden, serin sulardan
arşı kulaçladım bitinceye dek
11 Ağustos 2024 Pazar
Cimrman düşüncesi üzerine bir okuma
Kırmızılar, 11 Ağustos '24
Bertrand Russell felsefeyi söylemeye değmeyecek basit bir şeyle başlamak ve kimsenin inanmayacağı paradoksal bir şeyle bitirmek olarak tarif eder. Saçmalıklardan korkmamanın gereğinden bahseder. Ama Cimrmancılık saçma değildir. Sadece gücünü gayri ciddilikten alıyor. Onu iki hususiyetiyle felsefeüstü olarak tanımlamak mümkün olabilir. Felsefeye karşı kurgusal olduğu ve hem de ona mizahla yaklaştığı için.
On the thought of Cimrman
Kırmızılar, 11 August '24
Bertrand Russell describes philosophy as starting with something simple that is not worth saying and ending with something paradoxical that no one will believe. He talks about the need to not be afraid of nonsense. But Cimrmanism is not absurd. It just gets its power from its non-seriousness. It may be possible to define it as surphilosophical with two characteristics. Because it is fictional against philosophy and also because it approaches it with humor.
11 Mayıs 2024 Cumartesi
Manzara
"Cesur ve Güzel" dizisinde varlıklı Korludağ ailesinin tek gelini çocuk sahibi olmak için tanımadığı bir hayat kadınıyla anlaşıyor. Mihriban da eczacının evinin önünde gelinlik yakıyor. Tam anlamıyla bir saçmalık. Televizyon çoğu kez bize canavarlaşmayı gösteriyor. TRT 2'nin yeni logosundaki "2" bile Loch Ness canavarına benziyor. Bazen kumandayla sesini kısıp insanların sadece hareketlerini izliyorum. Sessizlikte bazı ayrıntılar ortaya çıkıyor.
30 Nisan 2024 Salı
Anlamın kayboluşu
Yeni Birlik, 30 Nisan '24
Çoğu kitap ve kaynağa göre "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" sözü bir kişinin söylediği bir yalanın çok geçmeden ortaya çıkması anlamındadır. Bir abimizden dinlemiştik, başka bir anlamıyla yalancı bir kimsenin namazı beklediği görüntüsü vermek için mumunu yatsı vaktine kadar söndürmemesini ifade ediyormuş.
Bir makalede rastladığım üçüncü hikâyeye göreyse medresede bir kimse erimiş mumlardan kendi imal ettiği mumu satın alınmış gibi gösterip parayı zimmetine geçiriyormuş. Ancak orijinal mum geç saatlere kadar dayanırken onun imal ettiği mum en fazla yatsıya kadar dayanıyormuş. Neticede hikâyeye dair baskın anlam diğer anlamları örtmüştür.
21 Nisan 2024 Pazar
Cebeci notları
Kırmızılar, 21 Nisan '24
Bir cumartesi günü yeşil top meyveli maklora ağaçlarının altından Serdengeçti’nin mezarına yürüyorum. Gayet tenha bir Cebeci asri mezarlığında Cumhuriyet’in erken döneminin üç milli eğitim bakanı yan yana yatıyor. 35 yaşında ölen Mustafa Necati, 41 yaşında ölen Reşit Galip, 39 yaşında ölen Vasıf Çınar… Bu durumun mantığı şu... İlk Mustafa Necati defnedildiği için diğerleri de onun yanına konmuş.
Sahaflardan bulduğumuz 1938'e ait bir ilkokul diplomasının üzerinde “Kültür Bakanlığı” yazıyor. Bugün Kültür Bakanlığı'nın kendi internet sitesinde kuruluş tarihi 1971 olarak veriliyor. Hâlbuki 1935’te Maarif Vekaleti’nin adı Kültür Bakanlığı olarak değiştirilip 1940’ların başına kadar da adı Kültür Bakanlığı olarak kalmış.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)