21 Eylül 2017 Perşembe

Josef Blaškovič’in “Çek dilinde Türkçe kelimeler” bildirisine dair

Kutadgu Bilig Dergisi 23 Mart 2013 tarihli 23. sayısındaki makalenin ilaveler yapılmış halidir
 
Josef Blaškovič’in kendisinden önceki çalışmalar üzerine eleştirisi 

2008 yılında değerli Çekoslovak Türkoloğu Josef Blaškovič’in (1910-1990) 12 makale ve bildirisi Dr. Yusuf Gedikli tarafından derlenerek “Çekoslovakya’da Türklük” başlığı altında yayınlanmıştır. Bu kitapta yer alan, “Çek Dilinde Türkçe Kelimeler” [1] adlı bildirisinde Blaškovič, Çekçe’ye geçmiş Türkçe kelimelerle iki dilde benzeşen bazı kelimeleri kategorilerine göre listelemiştir. 1957 tarihli bu bildiride Dr. Franz Miklosich’in [2] Türkçe’nin Doğu ve Güney-Doğu Avrupa dilleri üzerine yapmış olduğu etkiyi incelediği eserinden övgüyle bahseden Blaškovič yine de bu eserin eksik ve yanlışları bulunduğunu ve Çekçe’deki Türk kökenli kelimeleri araştırırken hemen hiçbir fayda sağlayamadığını ifade etmektedir [3].

J. Peskier’in eski Slavların süt ürünleri adlarını, göçebe hayat ve hayvancılıkla ilgili kelimeleri Türklerden öğrendiği görüşünü aktardıktan sonra Josef Janko ve K. Lokotsch’un çalışmalarından bahseden Blaškovič bütün bu çalışmalardan sonra dahi “Çek dilindeki Türkçe kökenli kelimeler” hususunun hemen hemen el değmemiş bir konu özelliğini koruduğunu ifade etmiştir [4].


Josef Blaškovič’in Çalışması Geliştirilmelidir

Blaškovič bildirisinde kendisinden önce yapılmış çalışmaların eksikliklerini saydıktan sonra 248 kelimeyi ele almıştır. Bu yazıyı yazmaktaki amacım bildiride yer verilenlerin dışındaki başka bazı eski Türkçe kelimeleri tartışmaya açmaktır. Eski Türkçedeki bu kelimeler ve Çekçe benzeşimleri şunlardır:

kos (karatavuk) kuş kelimesiyle,

hvězda (yıldız) yultuz, yıldız kelimesiyle,

žába (kurbağa) bağa kelimesiyle,

vysoký (yüksek) yüksek kelimesiyle,

jazyk (konuşma dili) yazı kelimesiyle,

lov (av) av kelimesiyle,

čas (zaman) yaş kelimesiyle,

dudák (ağızlık, pipo) dudak kelimesiyle,

Koza (keçi) ve kůzle (keçi yavrusu) kuzu ile benzeşmektedir. 
 
kůň (at, şövalye) hun kelimesiyle benzeşmektedir. Hunların başka kavimlerce atla özdeşleştirilmesinin söz konusu olduğu bilinmektedir. 4-6. yüzyılın A. Marcellinus, C. Claudianus, A. Sidonius, Zosimos gibi batılı kaynakları bu konuda şu tespitleri yapmışlardır: "Henüz ayakta durabilecek bir Hun çocuğunun yanında eyerlenmiş bir at bulunur… Hunlar at sırtında yerler, içerler, alışveriş yaparlar, sohbet ederler ve uyurlar… at başka kavimleri sırtında taşıdığı halde Hunlar at sırtında ikamet eder.” [5]
 
Orta Türkçe döneminden kočka (kedi) kuçka [6] kelimesiyle; kočičí (kediler) kuçu kelimesiyle; psi (köpekler) pisi (burada ters benzeşim var) ve daha yakın dönem bir kelime olarak Türkçe “pılı pırtı” Çekçe “haraburdi” kelimesiyle benzeşmektedir.

Çekçe ve Türkçe arasında küçültme eki benzeşiminden bahsetmekte yarar bulunmaktadır. Türkçe’deki köpek, inek, eşek, tavuk, kabak, palak, böcek, oğlak, örümcek, ibik, kelebek, köstebek kelimelerinin düşündürdüğü –ek küçültme eki bir Batı Slav dili olan Çekçe’de çok yaygındır: Strom – ağaç, stromek – ağaççık; pták -kuş, ptáček - kuşçuk gibi.

İki dil arasında linguistikte genellikle çocuk dili kaynaklı olarak kabul edilen benzeşimler dikkat çekicidir. Dědeček (dede, dedecik), bába (yaşlı kadın; ters benzeşim) buna örnek gösterilebilir.


Notlar
 
a) "žába" (kurbağa) proto slav - "bağa" eski türkçe / "vysoký" (yüksek) proto slav - "yüksek" eski türkçe / "jazyk" (konuşma dili) proto slav - "yazı" eski türkçe / "lov" proto slavik / "av" eski türkçe "kůň" proto slav
 
b) Çekçe Turek hem Türk demek, hem de kabak bitkisi için kullanılıyor. Amerika kökenli kabağı Türklerden almış olmalılar ya da bu durum bal kabağının kavuğu çağrıştırmasından ötürü olabilir. 

c) "-ek küçültme eki midir, değil midir?" itirazı için bir kaynak, bknz: Nasrin Zabeti Miandoab'ın “Türk Dilinde Küçültme Kavramı ve Küçültme Ekleri” makalesi. 1.3. +(x)k eki, Kendisi misal olarak köşek “deve yavrusu”nu vermiş.
 
ç) "Dudak" ETü tutğak,  ETü tut- +(g)ak tan kaynaklanmış görünmektedir.

d) "Av" 9-10 yy fal kitabı Irk Bitig'te geçiyor: Er avka barmiş (adam ava gitmiş)
 
e) "Yıldız" eski Türkçe bir kelime, yaldrık-kıvılcım ile bağlı


Dipnotlar

[1] Blaşkoviç, Josef: Çekoslovakya’da Türklük, (Der. Dr. Yusuf Gedikli), Doğu Kütüphanesi, İstanbul 2008, s. 21

[2] Die türkischen elemente in den südost- und osteuropäischen sprachen : (griechisch, albanisch, rumunisch, bulgarisch, serbisch, kleinrussisch, grossrussisch, polnisch). Denkschriften der Kaiserlichen Akademie der Wissenschaften. I. Wien 1884, 239-338 s.II Band, Wien 1885, 105-190. s. Nachtrag I-II. Wien, 1888-1890 (Denkschriften XXXIV, XXXV, XXXII, XXVIII)

[3] Blaşkoviç, age, s. 22

[4] Blaşkoviç, age, s. 23

[5] Kumrular, Özlem (Ed.): Dünyada Türk İmgesi, Kitap Yayınevi, İstanbul 2005, s. 131

[6] Anadolu ağzında “kuçka”nın köpekle eşanlamlı kullanımının bulunmakta olduğu aktarılmaktadır. Bknz. “köpek” maddesi Nişanyan Sözlük, http://www.nisanyansozluk.com, Erişim: 1 Şubat 2013

3 yorum:

  1. Adsız16/11/17

    Kuçu kuçunun küçük küçükten türediği düşünüldüğünde mantıklı...

    YanıtlaSil
  2. Güzel bir çalışma devamını bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir çalışma devamını bekliyoruz.

    YanıtlaSil