Apollinaire’in şu şiiri... Ahmet Necdet çevirisiyle:
Mirabeau Köprüsü’nün altından Seine akar
Ve bizim aşklarımız
Hatırlamama ne gerek var
Hüznün yolu daima bir sevince çıkar
Yaygın bir hikayeye göre 1880’lerin sonunda Seine nehrinden Louvre yakınlarında bir kadın cesedi çıkarılmıştı. Cesedi Paris morguna kaldırdılar. Kimliği teşhis edilemeyen ölü kadının yüz maskesi çıkarıldı. Maske takip eden yıllarda “Seine’in bilinmeyeni” adıyla çoğaltılıp evlerde bir süs eşyası haline dönüştü. Bir süs eşyası. Bağlamından koparılmışlık… Hah! Tam da buydu. Modernizm kadar bağlamından koparılmış bir şey az bulunur doğrusu. Üzücü olan ise 2015 yılının mesela 1995’e göre bu kopmuşluktan daha ilkel bir durumu ifade etmesi. Biz hayatın ve her şeyin ne kadar değerli olduğunu tamamen unuttuk.