2000’lerin başında Blaupunkt marka VHS videom sık sık bozuluyor ve sırayla Trabzon’daki bütün tamircileri dolaşıyorum. Ayasofya civarında ismini şimdi unuttuğum kilolu bir abimiz var. O tamir ediyor. En son İskenderpaşa camisinin bitişiğinde küçük bir dükkanı olan Şenol usta sayesinde TRT’nin yayınladığı Komiser Siska’nın bölümlerini kaydetmeye devam ediyorum.
Şenol ustanın dükkanında sohbet ettiğim birisi bana şöyle söylüyor:
“Öyle bir söz söyle ki dünyayı değiştir”.
Kültür de böyle bir şey. Ev eşyaları gibi… Zaman içerisinde değersiz bulduklarımızı göndeririz, bir değer atfettiklerimiz ise kalır. Bu kalanlara farklı fonksiyonlar da yükleyebiliriz.
Geçen hafta Dikmen pazarında yaşlı bir pazarcı üç yaşındaki kızım Fethiye Fulya'ya meyve ikram ediyor. Meyveyi alırken ellerinin nasırlı olduğunu fark ediyorum. Nasırın sertliği ile kalbin yumuşaklığından bir anlam çıkarıyorum. Bu adam bana bir çocukluk hatırasını, bana geçmişte yapılan bir ikramı hatırlatıyor. Belki de dünyayı değiştiren sözü başkası söylemiştir. Ama değişmeyen insanların var olması beni mutlu ediyor.
13.05.15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder