14 Mart 2023 Salı

Rusya'nın Yahudi oligarklarına ne oldu?

Yeni Birlik gazetesinde Şubat ve Mart '23'te yayınlanan yedi bölüm

2000'lerde Rusya'nın antisemitistleri ülke ekonomisinin büyük bir kısmını kontrol eden oligarkların çoğunun Yahudi olduğu iddia ederlerdi. Bu isimler arasında Boris Berezovsky, Mikhail Khodorkovsky, Vladimir Guzinsky, Alexander Smolensky, Mikhail Friedman, Vitaly Malkin, Oleg Deripaska ve Roman Abramoviç sıkça sayılırdı. Ancak geçen zaman içerisinde bu zengin insanların bazıları öldü, bazıları hapse girdi veya başka ülkeye yerleştiler. Acaba Putin'in Rusyasında antisemit bir kampanya mı yürütülmüştü? Bu yargıya kolaylıkla varamayacağımız bir konudur. Sanırım Berezovsky ile incelemeye başlayabiliriz.

Boris Berezovsky (23 Ocak 1946 - 23 Mart 2013), Platon Elenin ismiyle de bilinir.  Babası da bir mühendis olan Berezovsky 1968'de Moskova Orman Mühendisliği Enstitüsü'nü bitirdi. 1969 ila 1987 arasında Rusya Bilimler Akademisi'nde araştırmacı daha sonra bölüm başkanı olarak görev yaptı. 1989'da Badri Patarkatsişvili ve Rus otomobil üreticisi AvtoVAZ'ın bazı üst düzey yöneticileriyle birlikte LogoVAZ'ı kurdu. 1993 yılında geleceğin başbakan yardımcısı Alexander Voloşin ve AvtoVAZ Başkanı Vladimir Kadannikov ile beraber Bütün Rusya Otomobil Birliği'ni (AVVA) kurdu. "Halk arabası" üretecek bir fabrikanın inşası için küçük yatırımcılardan 45 milyon ABD dolar toplandı, bu paralarla fabrika kurulmadı ama AvtoVAZ'a ortak olundu.

1994'te Berezovsky'nin otomobili bombalandı. Şoförü öldü ve kendisi yaralı kurtuldu. İlginçtir bu yazıda isminden birkaç kez bahsedeceğimiz Alexander Litvinenko olayla ilgili FSB soruşturmasına öncülük etti ve suikastı AvtoVaz'ın bazı eski yöneticileriyle ilişkilendirdi.

Berezovsky Aralık 1994'te, Sovyet TV Kanalı ORT Televizyonu'nun (eski adıyla Pervyy kanal) kontrolünü ele geçirdi. 1995'ten sonra ise ortağı Patarkatsişvili'yle beraber Roman Abramoviç'in altıncı büyük Rus petrol şirketi Sibneft'in kontrolünü ele geçirmesine yardımcı oldu. 

Berezovsky Ocak 1996'da Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda Boris Yeltsin'in yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kampanyası için birçok işadamının desteğini sağladı. "Davos Paktı" olarak anılacak olan bu destek kampanyası oldukça faydalı oldu. The Guardian'ın haberine göre Berezovsky ve arkadaşları kampanya için 140 milyon sterlin toplamışlardı. Yeltsin'e iyice yaklaştı. 16 Haziran 1996'da Yeltsin, General Alexander Lebed ile taktik bir ittifak kurduktan sonra devlet başkanı seçimlerinin ilk turunda birinci oldu. 3 Temmuz'daki ikinci tur oylamada da Komünist Gennady Zyuganov'u yendi. Bu zafer Gusinsky'nin NTV kanalı ve Berezovsky'nin ORT kanalının desteğiyle ve iş dünyasının seçkinlerinden gelen parayla mümkün olmuştu. 

Berezovsky
17 Ekim 1996'da Yeltsin, General Alexander Lebed'i darbe planladığı gerekçesiyle Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevinden aldı. Lebed görevden alınmasıyla ilgili Berezovsky ve Gusinsky'yi suçladı ve gözden düşmüş General Alexander Korzhakov ile bir ittifak kurdu. Yeltsin Berezovsky'yi Çeçenya'dan sorumlu Sekreter Yardımcısı olarak görevlendirdi. Berezovsky, Çeçenya'da Azerbaycan petrolünü taşımak için bir boru hattının inşası konusundaki öncelikleri açıkladı. Rus iş dünyasını Çeçenya'nın yeniden inşasına katkıda bulunmaya çağırdı ve Grozni'de yapılan bir çimento fabrikası için bağışta bulundu. Forbes dergisinin 1997'de yayınladığı zenginler listesine göre Berezovsky'nin serveti 3 milyar dolar civarındaydı.

Berezovsky Svyazinvest özelleştirmesinde arasının bozulduğu Çubays'in etkisiyle Güvenlik Konseyi'ndeki görevinden alındıktan sonra da Çeçen liderlerle temasını sürdürdü. Eylül 1998'de özel jetiyle uçurduğu iki İngiliz, Jon James ve Camilla Carr da dahil olmak üzere 69 rehinenin özgürlüğe kavuşmasında etkili oldu. 2005 yılındaki bir röportajda, İngiltere'nin Rusya Büyükelçisi Sir Andrew Wood'un bu olaya müdahil olduğunu ayrıca İslamcı lider Movladi Udugov'un Britanyalıların serbest bırakılmasına yardımcı olduğunu açıkladı.

Berezovsky, Nisan 1998'de Bağımsız Devletler Topluluğu icra sekreteri pozisyonuna atandı. Artık Yeltsin'in kızı Tatyana ve Yumaşev'in de dahil olduğu Yeltsin çevresinde birbirine sıkı sıkıya bağlı bir danışman çemberi olan "Aile"nin bir üyesiydi. O dönemde "Aile"nin desteği olmadan önemli bir hükümet atamasının yapılamayacağı söyleniyordu. Bu iç kabine Berezovsky'nin iki arkadaşını, eski AVVA ortağı Alexander Voloşin'i ve Roman Abramoviç'i de içeriyordu. Başlıca endişeleri, daha devletçi bir anlayışa sahip başbakan Yevgeny Primakov'un başkanlık talebine karşı başka bir aday bulmaktı. 

Rusya Federasyonu'nun en meşhur oligarklarından Berezovsky'nin Putin'le tanışması aslında Putin'in St. Petersburg Belediye Başkan Yardımcısı olduğu 1990'ların başlarına dayanıyordu. Luke Harding The Guardian'daki makalesinde Berezovsky ile Putin'in İsviçre'de beraber kayak yaptıklarını yazmıştı. 1999'da Putin, Berezovsky'nin eşinin doğum günü partisine de katılmıştı. Berezovsky Başbakan Primakov ile Aeroflot konusunda anlaşmazlık yaşıyordu. Aeroflot davası özetle şuydu. Nisan 1999'da Rusya Başsavcısı Yury Skuratov, Aeroflot şirketindeki zimmete para geçirme olayıyla ilgili bir soruşturma açtı ve Berezovsky için tutuklama emri çıkardı. Bu olayın arkasında Primakov ile olan çatışma vardı, Berezovsky'nin ekibi Primakov'un başbakan olmadan önce başkanlık ettiği Dış İstihbarat Servisi'nde görevli olup Aeroflot'u paravan olarak kullanan binlerce casusun kovulmasına neden olmuştu. Soruşturma kapatıldı, hiçbir suçlama yapılmadı. 

1999 yılının Temmuz ayının ortalarında Aile, Berezovsky'i başbakanlık teklifini iletmesi için Putin'in konakladığı Fransa'nın İspanya sınırına yakın bir kasaba olan Biarritz'e gönderdi. 9 Ağustos'ta Yeltsin, Sergey Stepaşin hükümetini görevden aldı ve Putin'i başbakan olarak atadı.

The Times'a göre İspanyol polisi, başbakan Putin'in beş kez İspanya'yı gizlice ziyaret ettiğini, önce İngiliz toprağı Cebelitarık'a geldiğini, buradan yasal prosedürlere uymadan deniz yoluyla Berezovsky'nin Sotogrande'deki villasına geçtiğini raporlamıştı.

1999 Duma seçimlerinde Berezovsky Putin yanlısı Birlik Partisi'nin kurulmasını sağladı. Kendisi de Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'ni temsilen milletvekili seçildi. Ama ne olduysa bu yıl oldu. Putin dokuz aylık başbakanlığının ardından devlet başkanı seçildi ama iki eski tanıdığın yolları kısa zaman içinde ayrıldı. Berezovsky yeniden otoriter bir rejimin kurulmasına karışmak istemediğini söyleyerek Duma'dan istifa etti. Deniz tatbikatı "Summer-X"e katılan Rus denizaltısı Kursk'un 12 Ağustos 2000'de Barents Denizi'nde sahte torpidoları ateşlemeye hazırlanırken yaşanan patlama sonucu batması ülke için büyük bir felaket oldu. Nükleer enerjiyle çalışan Kursk'un 118 personelinin tamamı ölmüştü. Berezovsky'nin medya kuruluşları kurtarma çalışmaları için Putin'in yabancı ülkelerden gelecek yardımı kabul etmemesini sert bir şekilde eleştirdi. 

Bu dönemde Putin otoriterliğin sinyallerini daha güçlü verdi. Oligarklar tarafından kontrol edilen medyanın haksız eleştirilerine artık müsamaha göstermeyeceğini açıkladı. Berezovsky'e göndermede bulunarak "devletin elinde bir sopa var, biz bu sopayı henüz kullanmadık, sadece salladık... Ama kullanmaktan da çekinmeyiz" dedi. Aynı ay Rus savcıları Aeroflot yolsuzluk soruşturmasını yeniden başlattı ve Berezovsky sorgulandı. 7 Kasım 2000'de yurtdışına çıkan Berezovsky üzerindeki baskıdan ötürü Rusya'ya dönmeyeceğini duyurdu. 

2001 yılında, Rus hükümeti özel sektöre ait televizyon kanallarını devralmaya başladı, Berezovsky, Gusinsky ve Patarkatsişvili medya varlıklarının çoğunu kaybetti Şubat ayında Berezovsky ve Patarkatsişvili, ORT'deki hisselerini, editoryal kontrolü Kremlin'e bırakan Roman Abramoviç'e sattı. Vladimir Gusinsky'nin NTV kanalının kontrolü de Putin'e geçti. Berezovsky daha sonra daha küçük bir kanal olan TV-6'yı satın alıp Patarkatsişvili'yi yönetime getirdi. Patarkatsişvili hemen sonra polis soruşturmasına uğradı, akabinde de ülkeyi terk etti. 

Birleşik Krallık artık Berezovsky'nin yeni mekanıydı. Buraya yerleştikten sonra Uluslararası Sivil Özgürlükler Vakfı'nı (IFCL) kurdu ve Putin'i açıkça eleştirmeye başladı. Rusya'nın istihbarat örgütünü Putin'in devlet başkanlığına destek amacıyla 1999'da 300 kişinin hayatına mal olan "Apartman Bombalamaları"nı düzenlemekle suçladı. 2005'te Ukrayna'nın eski cumhurbaşkanı Leonid Kravçuk, Berezovsky'i Viktor Yuşçenko'nun 2004 Ukrayna cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını finanse etmekle suçladı ve Berezovsky tarafından kontrol edilen şirketlerden Yuşçenko'nun destekçilerinin şirketlerine para transferi belgelerini basına gösterdi. Yıllar sonra Şubat 2012'de Dozhd kanalına verdiği bir röportajda Berezovsky, Ukrayna Turuncu devrimine kişisel olarak yaklaşık 50 milyon dolar sağladığını söyleyecekti. 

Eski istihbaratçı Alexander Litvinenko Eylül 2003'te Rus istihbaratı tarafından Berezovsky'e suikast düzenleneceğini iddia etmişti. İşin ilginç tarafı Kasım 1998'de Rus televizyonda yayınlanan bir basın toplantısında, üstlerinin Berezovsky'e suikast düzenleyeceğini iddia edenler arasında zamanın istihbarat yarbayı Alexander Litvinenko'nun da olmasıydı. Haziran 2007'de de Berezovsky Scotland Yard'ın bir suikast girişiminin hedefi olabileceğine dair bildirimi üzerine İngiltere'den ayrıldığını açıkladı. Berezovsky'nin yakın arkadaşı Litvinenko, 1 Kasım 2006'da Londra'da çayına konulan radyoaktif Polonyum 210 ile öldürüldü. Bu dönemde İngiltere'den çok sayıda Rus diplomat sınırdışı edildi. Şubat 2008'de ise Berezovsky'nin ortağı Badri Patarkatsişvili Londra yakınlarındaki Leatherhead'teki malikanesinde bir aile yemeğinin ardından yatak odasında yere yığılıp öldü. Kalp krizi geçirdiği söylenen Patarkatsişvili 52 yaşındaydı. Ülkesinde devlet başkanlığına aday olarak Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'yi devirmek için kampanya yürütüyordu. 

Sonuç olarak Boris Berezovsky de 23 Mart 2013'te Sunninghill'deki evinde 67 yaşında hayatını kaybetti. Kilitli bir banyoda boynunda bir iple bulundu. İddiaya göre ölümünden bir gün önce Londra'da bir muhabire yaşamak için bir nedeninin kalmadığını söylemişti. Öte yandan cesedin yanında kimliği belirsiz bir parmak izi bulunduğu ve eve giren bir sağlık görevlisinin radyasyon alarmının çaldığı da basında yer aldı. Berezovsky böyle gürültülü bir hayat yaşadı ve bugün Surrey'deki sessiz bir mezarlıkta yatıyor.

Mihail Khodorkovsky 26 Haziran 1963 doğumlu Rus oligarktır. Hem anası hem de babası mühendisti. O da Mendeleev Üniversitesi'nden kimya mühendisi olarak mezun oldu. Okuldan sonra Genç Komünistler Birliği Komsomol'da çalıştı. 1986'da bir kafe açtı. Bir yıl sonra arkadaşlarıyla bilgisayar vb. teknoloji ürünleri ithal etmeye başladı. 
Khodorkovsky
Bilgisayar satışından elde edilen parayı kullanarak bankacılık lisansı aldı, 26 yaşındayken Rusya'nın ilk özel bankalarından biri olan Menatep'i kurdu. Toplanan mevduatın çoğunu ithal ettiği ürünleri finanse etmek için kullanarak büyüdü. Ayrıca hükümet, Menatep bankasına Çernobil nükleer kazasının kurbanları için tahsis edilen fonları yönetme hakkı verdi.

Menatep ve Yukos'ta beraber çalıştığı Leonid Nevzlin onu bilgi bağımlısı, demir iradeli bir adam, güçlü duygulara sahip olmasına rağmen onları kapatma yeteneğine sahip biri olarak tarif ediyordu.  Khodorkovsky, Boris Yeltsin'in ilk hükümetinde ekonomi danışmanı olarak görev yaptı. 1992'de enerji endüstrisine yönelik Yatırım Teşvik Fonu'nun başkanlığına atandı. Mart 1993'te Enerji Bakan Yardımcılığına atandı. 1996'da Menatep bankası 3.5 milyar doları aşan borcu bulunan Yukos Petrol'ü 309 milyon dolara satın aldı. Bunun yanısıra vatandaşlardan özelleştirme kuponları da satın aldı, Rus vatandaşlarına dağıtılan ve onlara ulusal servetten pay alma hakkı veren bu kuponlardan toplayıp başka şirketleri ele geçirdi.

1990'ların sonunda Moskova'nın dışında büyük bir ormanın içindeki yedi evden oluşan bir site satın aldı ve Yukos'un yöneticileriyle birlikte burada ikamet etti. 2000'lerin başında 17 milyar dolara yakın bir servetin sahibi olduğu söyleniyordu. 1990'larda serbest piyasaya geçme kararı alınan Rusya'da yapılan özelleştirilmelerde Yukos adıyla bildiğimiz dev petrol şirketini ele geçirerek hatırı sayılır bir servet biriktirdi. 

Putin'in devlet başkanlığının ilk döneminde o da diğer bazı oligarklar gibi muhalif bir tutum takındı, Rusya'da sivil toplumu güçlendirmeyi amaçlayan Açık Rusya inisiyatifini kurdu. 25 Ekim 2003 sabahı Khodorkovsky, Novosibirsk havaalanında tutuklandı. Moskova'ya götürüldü, dolandırıcılık ve vergi kaçakçılığıyla suçlandı. 1994 yılında Menatep'in başkanı iken özelleştirme sürecinde Rus şirketlerinin hisselerini hileyle ede etmekle itham edildi. Rusya yönetimi Yukos'a vergi nedeniyle yaptırım uyguladı. Sonuçta şirketin hisse fiyatı düştü ve Khodorkovsky'nin serveti büyük oranda azaldı. Dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Uzun süre hapiste kaldıktan sonra 2013'ün son günlerinde özgürlüğüne kavuştu. Hapisten çıkınca Rusya'dan hızla ayrıldı ve İsviçre'de oturma izni aldı. 

Ukrayna'da devrim patlak verene kadar yalnızca birkaç kez kamuoyu önüne çıktı. 9 Mart 2014'te Kiev'deki "Maidan"da Rus hükümetini protestocuların öldürülmesine ortak olmakla suçladığı bir konuşma yaptı. Mart 2014'te Polonya gazetesi Gazeta Wyborcza tarafından "Yılın Adamı" ödülüne layık görüldü. Bu dönemde Le Monde Festivali, Oslo Özgürlük Forumu, Forum 2000, Vilnius Forumu, Chatham House, Dünya Ekonomik Forumu, Stanford Üniversitesi gibi yerlerde konuşmalar yaptı. Ekim 2014'teki ABD ziyaretinde Freedom House ve Dış İlişkiler Konseyi'nde konuşmalar yaptı. 2 Aralık 2014'te Avrupa Parlamentosu'na hitap etti. 2015 yılında Londra'ya taşındı. The Economist altı yıl hapis yattıktan sonra Khodorkovsky'nin bir oligarktan bir özgürlük savaşçısına dönüştüğünü yazmıştı. Bugün de muhalif çizgisini sürdürüyor. Bu arada Rusya eski dünya satranç şampiyonu Kasparov'la Khodorkovsky'i yabancı ajanlar listesine ekledi.

Kasparov, Khodorkovsky'i Putin'den sonraki dönemin kilit ismi olarak gördüğünü ifade ediyor. Geçen ay Kasparov'un bu yakıştırması kendisine sorulduğunda "ben yeni bir hükümet yapılanmasının nasıl inşa edileceğini biliyorum. Muhalefette sadece birkaç kişinin bu konuda deneyimi var" diyerek siyasi iddiasını ortaya koyuyor. Aynı röportajda İsviçre'yi geleceğin Rusyası için bir model olarak gördüğünü ifade ediyor.

Rus medya tarihinin en önemli isimlerinden Vladimir Gusinsky 6 Ekim 1952 doğumlu. Rus Tiyatro Sanatları Enstitüsü'nden 1979'da mezun oldu. Tiyatroyla meşgul oldu, sahne direktörlüğü yaptı. Perestroyka'dan sonraysa Rusya pazarına giren yabancı şirketlere danışmanlık yapan INFEKS kooperatifini kurdu. Washington merkezli Arnold & Porter Hukuk Bürosu'na ait bir danışmanlık şirketi olan APCO ile birlikte Most yatırımını oluşturdu. kurdu. Most Bank Rusya'nın ilk ve en büyük bankalarından biri oldu. Ülkedeki ilk ATM, 1994 yılında Rusya'da Most Bank tarafından kurulmuştur. Most Group oluşturuldu, Most Bank ve bir dizi inşaat şirketi dahil olmak üzere toplam 42 şirketten oluşan tüm ticari varlıklarını bu holding yapısına entegre etti.

1993'te Gusinsky, bir dizi önde gelen gazeteciyle birlikte günlük bir siyasi gazete olan Sevodnya'yı kurdu. Aynı yılın sonunda özel televizyon kanalı NTV'yi kurdu. NTV Birinci Çeçen Savaşı'nda Rus hükümetini eleştiren yayınlara imza attı. Aralık 1994'te, Rus Gizli Servisi'ne Gusinsky'nin ofislerine girilmesi emredildi. Gusinsky ve ailesi Rusya'yı terk etmek zorunda kaldı. Ancak beş ay sonra geri dönebildi.

Gusinsky
Gusinsky, Rus Yahudi Kongresi'nin kurucularından biriydi ve Ocak 1996'da başkanı seçildi. 2000'in Ocak ayında da Dünya Yahudi Kongresi'nin başkan yardımcılığına seçilecekti. Şubat 1996'da Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu sırasında Boris Berezovsky öncülüğünde oluşturulan Yeltsin'i desteklemeye yönelik kampanyaya katıldı. Bu grup Rusya özelleştirmelerinin arka planındaki isim olan Anatoli Chubais'i Yeltsin'in başkanlık kampanyasını yönetmesi için ikna etti.

1997'de Most Group, tüm medya varlıklarını yeni bir varlık olan Media Most altında birleştirdi. Yeni medya holdingi NTV, TNT, Echo Moscow, Seven Days Yayınevi, diğer radyo istasyonları ve film stüdyolarını içeriyordu ve Rusya'daki en büyük medya holdingiydi. Kasım 1998'de, ABD'li Hughes Communications tarafından inşa edilen "Media Most" uydusu Bonum 1, Florida'daki Cape Canaveral'dan fırlatıldı. Bu, Rusya'daki ilk özel ticari uyduydu ve ilk kez ABD tarafından inşa edilen ve fırlatılan bir uydu Rusya topraklarından kontrol ediliyordu.

1999'da Gusinsky kendisini daha önce bahsettiğimiz Yeltsin'in iç kabinesi "Aile"nin dışında konumlandırıp tarafsız bir çizgiyi seçti. Eylül 1999'da 300 kişinin öldüğü Apartman Bombalamaları'nda Kremlin, bombalamalardan Çeçen ayrılıkçıların sorumlu olduğu görüşünü savunurken bir grup gazeteci patlayıcıları FSB ile bağlantılı kişilerle ilişkilendiren bazı deliller ortaya çıkardı. Gusinsky'nin NTV'si bağımsız bir tavır almaya karar verdi ve FSB'nin yaklaşan seçimleri etkilemek amacıyla patlamaları düzenleme olasılığını araştıran bir dizi haber yaptı. Gusinsky'e bu yönde yayınları NTV'den kaldırması veya sonuçlarına katlanması için bir ültimatom verildi. Kendisi soruşturmayı bitirmeyi reddetti. Bu da Gusinsky ile Kremlin arasındaki ilişkilerin kırılma noktası oldu.

Putin 31 Aralık 1999'da istifa eden Yeltsin'in yerine devlet başkan vekili oldu. Daha sonra da seçimle başkanlığı aldı. Haziran 2000'de Başsavcılık, Gusinsky aleyhinde "Rus Video" şirketiyle bağlantılı olarak fonların kötüye kullanılması nedeniyle soruşturma başlattı. 13 Haziran'da Moskova'da tutuklandı ve kötü şöhretli Butyrka Hapishanesine gönderildi.

Tutuklanmasından kısa bir süre sonra Kremlin temsilcileri, Gusinsky'ye "Media Most"u 300 milyon ABD Doları gibi oldukça düşük bir meblağ karşılığında Gazprom Media'ya satmasını teklif etti. Kamuya açık bir skandal patlak verdi ve Gusinsky'nin 14 Haziran'da tutuklanmasının ertesi günü bir basın toplantısında ABD Başkanı Clinton'a Gusinsky'nin tutuklanmasıyla ilgili düşünceleri soruldu. Clinton, insanların Kremlin'i eleştirdikleri için tutuklanması gerektiğini düşünmediğini söyledi. İspanya'yı ziyaret eden Putin, konuyla ilgili soruları yanıtlamak zorunda kaldı. Putin'in yanıtlarından biri şuydu: "Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum ve Rusya Başsavcısı ile iletişime geçemiyorum. Üç gün sonra Gusinsky hapisten çıktı ve 16 Haziran 2000'de ev hapsine alındı. Temmuz ayında, tüm medya varlıklarını 300 milyon ABD Dolarına satan anlaşmayı imzaladı. Soruşturma kapatıldı ve Gusinsky hemen Rusya'dan ayrıldı ve İspanya'ya geçti.

17 Kasım'da Media Most, Gazprom'un garantileri ve mevcut ve gelecekteki yükümlülükleri için bir uzlaşma anlaşması imzaladı. Buna rağmen Interpol'ün Rusya şubesi Interpol merkezine başvurdu ve Gusinsky'nin tutuklanıp iade edilmesini talep etti. Interpol talebi reddetti ama bu kez doğrudan İspanya'daki yerel Interpol şubesine başvurdular. Gusinsky 12 Aralık'ta Rusya'nın talebi üzerine bu kez İspanya'da tutuklandı. 22 Aralık'ta hapisten çıktı ve İspanya'nın güneyindeki evinde ev hapsine alındı. 2001'in Ocak ayında Gusinsky, hak ve özgürlüklerinin ihlali nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Rusya aleyhine dava açtı. Nisan ayında Audiencia Nacional Gusinsky'nin iade talebini reddetti. Rusya Federasyonu Gusinsky aleyhine yeni bir ceza davası açtı ve Gazprom'a borçlu olunan paranın aklanması iddiasıyla yeni bir tutuklama emri çıkardı. İspanya'dan yeni bir tutuklama talebinde bulundu ancak Gusinsky İsrail'e gitmişti.

Mayıs 2002'de Gusinsky dünya çapında tarafsız Rusça haber yayını yapacak RTV International adlı yeni bir televizyon kanalı kurdu. Ekim ayında internet haber sitesi Newsru.com u faaliyete geçirdi. Ağustos 2003'te Gusinsky, Rusya'nın başka bir iade talebi üzerine Yunanistan'da tutuklandı. Birkaç gün sonra kefaletle serbest bırakıldı. Bu dönemde akşam yemeğine çıktığı bir gün otel odası soyuldu. Ekim 2003'te Atina Temyiz Mahkemesi, Rusya Federasyonu tarafından Gusinsky'e yöneltilen suçlamaları inceledikten sonra iade talebini reddetti. Mayıs 2004'te de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Gusinsky'e yönelik tutuklama ve suçlamaların İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'ye aykırı olduğu kararını verdi.

Gusinsky bu dönemde medya şirketlerini New Media Distribution Company (NDMC) adlı yeni bir holding şirketinde birleştirdi. Genel merkezi Cayman Adaları'ndaki George Town'da olan NMDC son 10 yılda yüksek izleyici oranlarına sahip 3.000'den fazla yapım üretti. Nisan ayında Ukrayna'ya yönelik Newsru.ua adlı internet portalını kurdu. Mart 2008'de Konstantin Kagalovsky ile beraber Ukrayna'da TVi kanalını hizmete açtı. Bütün bunlar Gusinsky'nin medyaya ve yayıncılığa olan tutkusunun devam ettiğini gösterdi.

Smolensky
6 Temmuz 1954 doğumlu olan Alexander Smolensky bir zamanlar daha fazla para kazanmak isteyen ancak ikinci bir iş yapma izni olmayan bir dizgiciydi. Yine de ek iş yapıyordu, haftada üç gece bir fırında çalışıyordu. Devlete ait bir matbaada gizlice İncil basmak yüzünden KGB gizli polisi tarafından tutuklandı. Yedi kilo matbaa mürekkebini kullanmaktan kamu malı hırsızlığı ve bireysel ticari faaliyet yapmakla suçlandı.

Yıllar sonra Smolensky Rusya'nın ilk özel bankacısı olacaktı. Rusya'nın en büyük özel bankalarından biri olan Bank Stolichny'nin kurucusu ve başkanı oldu. 

David Hoffmann onun devletin mürekkebini aldığı için cezalandırılmış birisi olmaktan Kremlin'de Yeltsin'le oturup sohbet eden birisine dönüşmesi hakkında "bu Rusya'nın komünizmden kapitalizm ve demokrasiye geçişinin hikayesidir" der.

1998'de, tarım sektöründeki bütün varlıklarını daha sonra adı SBS-Agro olarak değişecek olan Agroprombank'ta birleştirdi. SBS-Agro, 1998 Rusya mali krizinde yatırımcılarının birikimini silerek iflas etti. Bankasının iflas etmediğini, yalnızca ülke geneline yayılmış çeşitli yapılara bölündüğünü söyledi. 1999'da hakkında zimmete para geçirme ve kara para aklama suçlamalarını içeren bir tutuklama emri çıkarıldı. Ancak bu tutuklama emri daha sonra düşürüldü. 2003'te grubunun adını OVK Bank olarak değiştirdi ve oğlu Nikolay'a devretti. Nikolay da kısa süre içinde OVK Bank'ı Vladimir Potanin'e sattı.

Smolensky 2006'dan 2011'e kadar edebiyata merak saldı ve siyasi gerilim türünde yedi kitap yayınladı. Bu eserler Rus seçkin tabakasının hayatından gerçek hikayelere dayanıyordu. 2011'den sonra göz önünden kayboldu. Hayatını Viyana'da sürdürdüğü söyleniyor.

Bir diğer oligark Vitaly Malkin 16 Eylül 1952 Pervouralsk doğumludur. Servetini bankacılık sektöründe ortağı Bidzina Ivanishvili ile beraber kazandı. İkisi 1998 krizi öncesi Rusya'nın üçüncü büyük bankası olarak kabul edilen Rossiysky Kredit'i kurdu. Forbes dergisine göre 1 Milyar dolarlık serveti vardı.

2004'te Doğu Sibirya Buryatya cumhuriyetini temsilen Rusya Federasyon Konseyi'nin üyeliğine seçildi. 2012'de ABD'de Magnitsky Yasasına karşı görüşmeler yapmak üzere görevlendirilen dört Rus senatörden oluşan bir heyete başkanlık etti. 

Kanada'da yayınlanan National Post gazetesine göre Malkin'in Kanada'ya girişi Mayıs 2009'da reddedildi. Haberlere göre kara para aklama ve uluslararası silah anlaşmalarına karışmakla suçlanıyordu.

2013 yılında, Rus yolsuzlukla mücadele aktivisti Aleksey Navalny blogunda Malkin'in Kanada'daki mülklerini beyan etmediğini ve kendisinin İsrail pasaportu olduğunu gösteren belgeler yayınladı. Mart 2013'te Malkin, çifte vatandaşlık sorunu nedeniyle Federasyon Konseyi'nden istifa etti.

Malkin

Monaco'da ikametgahı olduğu bilinen Malkin'in Credit Suisse bankasından 490 milyon euroluk bir hak iddia ettiği geçen yıl İsviçre basınında yer aldı. İsviçre medyasından L'illustré'ye göre şirket yetkilisi Patrice Lescaudron, Vitaly Malkin'inkiler de dahil olmak üzere müşterilerinin varlıklarını, hisseleri aniden çöken bazı şirketlere yatırdığı iddia ediliyordu.

Mikhail Fridman 21 Nisan 1964'te Lviv'de doğdu. Moskova Çelik ve Alaşımlar Enstitüsü'nde metalürji mühendisliği eğitimi gördü. Bir üniversite öğrencisiyken Strawberry Fields adlı bir öğrenci diskoteği işletti. Mezun olduktan sonra bir makine fabrikası olan Elektrostal'da mühendis olarak çalıştı. Perestroyka  yıllarında Fridman okuldan arkadaşlarıyla beraber pencere yıkama işi, yabancılar için bir apartman kiralama acentesi ve kullanılmış bilgisayar satan bir şirket kurdu. Sonrasında emtia ve petrol ticaret şirketi Alfa-Eco'yu ve yatırım şirketi Alfa Capital'i kurdu. Ocak 1991'de Fridman işlerinden elde ettiği 100.000 dolarlık kârını kullanarak Alfa-Bank'ı kurdu. Şirket, Rusya'daki en büyük özel bankalardan biri haline geldi. 

Fridman'la Petr Aven'in ortaklığı bu yıllarda başladı. Aven 1994'te Alfa-Bank'ın başkanı oldu. İkisi 17 Ağustos 1998'deki ruble krizinden birkaç gün önce Rus devlet tahvillerinin çoğunu sattılar ve 1998 Rusya mali krizinden nispeten zarar görmeden çıktılar. 

Fridman'ın yatırım yaptığı sektörlerden biri perakende sektörüydü. 1995 yılında Moskova'da Perekrestok süpermarket zincirini kurmuştu. 2006 yılında X5 Retail Grup'u kurdu. X5, Aralık 2010'da başka bir market zinciri olan Kopeyka'yı 1,65 milyar dolara satın alarak Rusya'nın en büyük gıda perakendecisi oldu.

Alfa Grup, 2001 yılında Golden Telekom'un %44 hissesini satın aldı. Ayrıca Rusya'da büyük bir GSM operatörü olan Vimpelcom'da stratejik bir hisse satın aldı. Grup adını 2005 yılında Altimo olarak değiştirdi. Aralık 2005'te Altimo Türkiye'nin en büyük telekom şirketi olan Turkcell'in %13.2 hissesini satın aldı. 2012'de Fridman, MegaFon'daki tüm hissesini 5 milyar dolara sattı.

1997'de Fridman, Sibirya'da bir petrol şirketi olan devlete ait TNK'yı 800 milyon dolara satın almak için Len Blavatnik ve Viktor Vekselberg ile işbirliği yaptı. Şubat 2003'te Çokuluslu petrol ve gaz şirketi BP ile TNK-BP ortak girişimi kuruldu. Birleşmenin ardından TNK-BP, Rusya'nın üçüncü büyük petrol üreticisi ve dünyanın en büyük 10 özel petrol şirketinden biri haline geldi. Fridman dokuz yıl TNK-BP başkanlığı, üç yıl da CEO olarak görev yaptı. Mayıs 2012'de TNK-BP'nin CEO'luğundan istifa etti. 2013'te TNK-BP, Rusya'nın devlete ait enerji grubu Rosneft'e 56 milyar dolara satıldı. Fridman ve Rus ortakları ham petrol fiyatları zirvedeyken %50 hisseleri için 28 milyar dolar aldılar.

Fridman ve Alfa Grup'tan ortakları TNK-BP'deki hisselerinin satışından elde ettikleri geliri kullanarak 2013 yılında merkezi Lüksemburg'da bulunan uluslararası yatırım şirketi LetterOne'ı (L1) kurdular ve Fridman şirketin başkanı oldu. 31 Aralık 2013 itibariyle, LetterOne'ın yönetimi altında 29 milyar dolarlık varlık vardı. Mayıs 2015'te Mervyn Davies (Lord Davies) LetterOne'ın başkan yardımcılığına ve eski İsveç Başbakanı Carl Bildt danışmanlığa olarak atandı.

2013'te LetterOne ayrıca özellikle petrol fiyatlarındaki düşüş sırasında düşük değerli uluslararası petrol ve gaz varlıklarına odaklanan L1 Energy'yi kurdu. John Browne (Lord Browne) danışma kuruluna atandı ve Mart 2015'te başkanı oldu.

Fridman
3 Mart 2015'te L1 Energy, uluslararası petrol ve gaz şirketi DEA'yı Alman kamu kuruluşu RWE'den 7 milyar dolara satın aldı. Genel merkezi Hamburg, Almanya'da bulunan ve İngiliz Kuzey Denizi'nde geniş varlıklara sahip olan RWE DEA, 2013'te toplam 2,6 milyar metreküp doğal gaz üretim kapasitesine sahipti. Ekim 2015'te LetterOne Grup Kuzey Denizi'nde bulunan üç Norveç üretim sahasının hisseleri dahil olmak üzere, Alman kamu şirketi E.ON'un toplamda 43 Norveç petrol ve gaz saha hissesini 1,6 milyar dolara satın aldı. Şubat 2016'da LetterOne Uber'e 200 milyon dolar yatırım yaptı. 2012'de Fridman, ABD Doğu Kıyısı boyunca gayrimenkullere 1 milyar dolarlık yatırım yapmak için Amerikalı emlak geliştiricisi Jack Rosen ile ortaklık kurdu.

Haziran 2016'da LetterOne, küresel sağlık sektöründeki yatırımlar için ABD'de 3 milyar dolarlık L1 Health fonunu başlattı. Aralık 2016'da LetterOne, Avrupa ve Birleşik Krallık'ta perakende sektörüne 3 milyar dolar yatırım yapmak için merkezi Londra'da bulunan L1 Retail'i kurdu. Haziran 2017'de LetterOne'ın L1 Retail bölümü, Avrupa'nın en büyük sağlıklı gıda mağazası zinciri olan Holland & Barrett'ı 2,3 milyar dolara satın aldı.

Ocak 2018'de, Rusya'ya yönelik 2017 ABD Kongresi yaptırımlarından kaynaklanan olası yaptırımlara ilişkin endişeler nedeniyle Fridman, Alfa-Bank'ın Rusya'nın savunma sanayisindeki varlıklarını aşamalı olarak sonlandırdığını duyurdu. 28 Şubat 2022'de Avrupa Birliği  Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline yönelik Rus yetkililere ve oligarklara uygulanan yaptırım paketinin bir parçası olarak Fridman'ın tüm varlıklarını dondurdu. Fridman bu dönemde savaşın yüzlerce yıldır kardeş olan iki ulusa zarar vereceğini söyledi ve akan kanın durması çağrısında bulundu. Kişisel servetinin 1 milyar dolarını kurucu ortağı olduğu bir Ukrayna bankasına aktarmayı teklif etti. 

1996'da Fridman, Rus Yahudi Kongresi'nin kurucularından olup başkan yardımcılığı ile kültür komitesi başkanlığı yapmıştır. Dinler arası diyaloğu destekleyen Avrupa Yahudi Fonu'nun önemli bir bağışçısıdır. 2007'de Stan Polovets, Alexander Knaster, Petr Aven ve German Khan ile birlikte, amacı dünya çapında Rusça konuşan Yahudiler arasında Yahudi kimliğini geliştirmek ve ilerletmek olan Genesis Philanthropy Group'u kurmuştur. Grubun 2012'de kurduğu Genesis Ödülü, Yahudilerin insanlığa katkılarına her yıl verilen milyon dolarlık bir ödüldür. 

Fridman uzun yıllar Moskova'da yaşadı ve genellikle Londra, Paris, Amsterdam ve Hamburg gibi Avrupa şehirlerini sık ziyaret etti. Ancak 2015'te Londra'ya taşındı ve ana ikametgahı olması için 65 milyon sterline Athlone House'u satın aldı. İki evliliğinden dört çocuğu var ama vasiyetinde servetini hayır kurumlarına bırakacağını duyurdu. Bloomberg Milyarderler Endeksi'ne göre Ağustos 2022'de Fridman'ın serveti 11,2 milyar dolardı.

Financial Times'ta 9 Mart 2023'te yer alan habere göre Mikhail Fridman ve Petr Aven Batı yaptırımlarından kurtulmak için Alfa-Bank'taki hisselerini elden çıkarmaya hazırlanıyorlar. Fridman ve Aven'in kadim iş ortağı Andrei Kosogov, Rus bankasını Kıbrıs merkezli ana şirketinden 2.3 milyar dolar karşılığında satın almayı kabul etti. 

Oleg Deripaska 2 Ocak 1968 doğumludur. Babasının babası Timofey Deripaska (1918-1945) İkinci Dünya Savaşı sırasında ölmüş ve Avusturya'da bir toplu mezara gömülmüştü. Deripaska dedesinin anısına Çekya sınırına yakın Laa an der Thaya kasabasında bir Rus Ortodoks kilisesi inşa ettirmiştir. Deripaska'nın ilk işi annesinin Ust-Labinsk'te çalıştığı fabrikadaydı. 11 yaşında elektrik motorlarının bakımını yapan bir elektrikçi çırağı oldu. 1985'te girdiği Moskova Devlet Üniversitesi'nin fizik bölümünü bitirdi. 1986'dan 1989'a kadar Sibirya'nın Trans-Baykal bölgesindeki Sovyet Stratejik Füze Kuvvetleri'nde görev yaptı.

Deripaska
Deripaska, 25 yaşında arkadaşlarıyla beraber ilk metal ticaret şirketi VTK'yı kurdu. Deripaska, düşük Rus fiyatlarından metal satın alarak ve yurtdışında daha yüksek uluslararası piyasa fiyatlarından satarak ihracat yaptı. Güney Sibirya'daki Sayanogorsk alüminyum izabe tesisindeki ilk hisse paketini satın almak için neredeyse tüm ticaret kârını kullandı. 1990'larda Rusya'da işadamları arasında devlete ait varlıkları ele geçirmek için şiddetli mücadelelerin yaşandığı "alüminyum savaşlarının" galibi olarak nitelendirilir. 2000 yılında Sibirsky Aluminium, Roman Abramoviç'in Millhouse Capital'i ile ortak oldu ve Rusal kuruldu. 2007'de Rusal, SUAL Group ve Glencore International AG ile birleşerek UC Rusal kuruldu. Rusal 2015 yılında China Hongqiao Group onu geçene kadar dünyanın en büyük alüminyum üreticisi olmaya devam etti. 

Rusya'nın en büyük holdinglerinden biri olan Basic Element'i kuran Deripaska alüminyumun yanısıra enerji, imalat, ticari araçlar, otomobil parçaları, finans ve sigorta hizmetleri, leasing işleri dahil olmak üzere çeşitli sektörlerdeki şirketlerde hisse satın aldı. Yatırım yaptığı şirketler arasında Sibirya enerji şirketi EuroSibEnergo, Rusya'nın en büyük sigorta şirketlerinden biri olan Ingosstrakh, otomobil, kamyon ve otobüs üreticisi GAZ Grubu, Kuban Agro Holding vardı. 

Deripaska, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkiler geliştirdi. 2006'da basında sızan ABD kaynaklı raporlarda Deripaska "Putin'in düzenli olarak görüştüğü iki üç oligark arasında sayılıyor ve Putin'in yurt dışı gezilerindeki bir demirbaş olarak tanımlanıyordu.

Şubat 2018'de Alexei Navalny, Deripaska ile Rusya Başbakan Yardımcısı Sergei Prikhodko'un Norveç kıyılarında seyahat eden bir yatta gerçekleştirdiği görüşmeye dair bir video yayınladı. İddiasına göre Deripaska 2016 Amerika Birleşik Devletleri seçimlerine müdahale etmeyi amaçlayan Rus hükümeti ile Paul Manafort arasında aracılık yapmıştı. Mart 2018'de, Deripaska ile yakınlığı olduğunu iddia eden Belaruslu bir eskort, Anastasia Vaşukeviç, Bangkok'ta hapse atıldığında elinde 16 saatten fazla ses kaydı bulunduğunu ve bu kayıtların Amerikan seçimlerine olası Rus müdahalesine ışık tutabileceğini söyledi. Kayıtları sığınma karşılığında Amerikan makamlarına teklif etti, ancak sınır dışı edildi ve bir Rus havaalanında tutuklandı. 

2014'te Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesiyle ilgili nedenlerle 2018'de ABD yaptırımları altına alındı. Deripaska 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle İngiliz hükümeti tarafından varlıkların dondurulması ve seyahat yasakları da dahil olmak üzere yaptırım uygulanan yedi oligarktan biriydi. 27 Şubat 2022'de Deripaska "barış çok önemli, müzakerelerin bir an önce başlaması gerekiyor" açıklaması yaptı. Şubat 2022'de Deripaska, Ukrayna'daki savaşın Rusya'ya 200 yıllık bir lanet getireceğini söyledi. Takip eden dönemde Moskova'daki bir üniversitede bu amaçla düzenlediği basın toplantısında Rusya'nın Ukrayna'yı askeri saldırısıyla yok etmesinin büyük bir hata olacağını söyledi. 20 Aralık 2022'de Financial Times, bir Rus mahkemesinin Soçi'de Deripaska'ya ait 1 milyar dolar değerindeki lüks bir otel kompleksine el konulması kararından bahseden bir yazı yayınladı. Kaynaklara göre varlıklarına el konulması savaşı eleştirmesiyle tetiklenmişti.

Rus toplumunun Ortodoks Hristiyanlığın da etkisiyle Yahudi karşıtı bir eğilim taşıdığı, Rus istihbaratının da antisemitist eğilimleri olduğu söylenegelir. Yahudi kökenli işadamları aslen ticari zekaları ve küresel iş bağlantısı kurma konusundaki eşsiz yetenekleri sayesinde Rusya'da büyük bir servet edinmişlerdir. Sadece bundan ötürü bir ayrımcılığa uğradıklarını söylemek, Putin'in antisemitist olduğunu iddia etmek pek mümkün görünmüyor. Putin 1990'lardaki özelleştirmelerde devlet işletmelerini çok uygun meblağlarla elde eden bazı oligarkların elinden bu kuruluşları almaya yöneldi. Bu kimseler de Putin yönetimine karşı çok cepheli bir mücadele başlattı. Bütün Yahudi oligarklarla Putin arasında böyle bir problem yaşanmadı. Ancak Rusya-Ukrayna savaşı sebepli uygulanan yaptırımların uluslararası sistemde at koşturan oligarkların Kremlin'le ilişkisinde büyük bir kırılıma yol açtığı da bir gerçek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder